1 Eylül 2020 Salı

youtube sayfamızı ziyaret ettiniz mi?

 Pole dans herkes için dedik ve sizlere başlangıçtan ileri seviyeye giden bir seri hazırladık. Eğlenceli serüven için kanalımıza abone olabilirsiniz. 



ilk iki video için linkler

1. video burda

2. https://www.youtube.com/watch?v=J-eTlRbk3BM&t=22s

İyi çalışmalar

#stayonpole

Rita The Moon

4 Nisan 2020 Cumartesi

youtube kanalıma bakmak isterseniz..





             


                                                                  youtube için bana tıkla

21 Ocak 2020 Salı

İlk gün ve Pole stüdyoları!

Ilk defa derse geliyorum, 
korkuyorum!       Pole stüdyoları nasıl yerler?



Malum Türkiye’de yaşıyoruz, haliyle, ön yargı dediğin şey bizde hali hazırda yanımızda bulunan ilk yaklaşım. Sanmayın ki, sanıyorlar ki, ne sanıyorlarsa.. Buyrun size pole stüdyoları ve ilk dersiniz..



Pole stüdyoları sandığınızdan öte olarak, gayet sıradan dans stüdyoları gibi, ahşap zeminler, aynalar, aydınlatmalar, müzik sistemi e tuvalet vs den oluşan standart dans stüdyolarının Deprem güvenlikli hali. Nasıl mı? E direkler var!


Pek çok öğrencim evindeki direkleri annelerine öyle yutturdu yıllarca. Gülme! Başına gelince sen de uydurursun bu yalanı. Hayır, kutsal kitaplarda bile günah diye geçmeyen şeyi ne ara haram kıldılar bilmiyorum. 

İçinde rulman olan.. Ha , pardon! Sen bunu da bilmiyordun!
Kendi dönüyor!


İçinde rulman olan pole direklerimiz haricinde enteresan hiç bir şey yok! Kaldı ki, zaten iki demir parçası haricinde (benim stüdyomda ledler ve Arthur var) her hangi bir tango yapılan dans stüdyosu gibi bir yer. 




Ben senelerdir arkaya amele gibi THE MOON yazdıramadım ama pek çok stüdyoda, reklam amaçlı, duvarda kabak gibi isimleri yazar. Siz video çekeyim derken, arkada reklam panosu gibi stüdyo ismi görülür. Oradan kim nereye gidiyor anlarsınız.
(çekallık yapın, herkesin gittiği yere gidin) 

En iyi pole stüdyosu, evinize en yakın olandır.
Öyle diyorlar, e insanların ne dediğine de kulak verin. Hoş bana fizandan geliyorlar derse ama onların da bi bildiği var. Mütevaziliğimi seviyorlar herhalde =))



Gelelim ilk derse!


Yahu, adı üzerinde İLK DERS! Ne yaptırıyoruz sanıyorsunuz? Aranızda hayatında spor salonu görmemiş kadınlarla, hoppadalk ters döneceğiz mi sanıyorsunuz? Şakacılar!

İlk ders, sizi bir güzel ısındırıyoruz. Isınma kısmı, eklemlerinizi hareketlendirmek, esnmek, vücudunuzun kondisyonuna bakmak gibi temel gözlemlerimizi yaptığımız bir ilk ders ısındırması. (ikinci ders canınızı çıkaracağız. Bunu lazer gibi düşünün, makine kısık başlıyoruz
Isındıktan sonra, pole direğinin etrafında tutuşları ve yürümeleri gösteriyoruz. Tırmanış teknikleri, bacak arasında pole u sıkıştırma, e hadi bi gazınızı allaım diye minik bir rutin ardından da hafif bir soğutma yapıyoruz.

Özetle test sürüşü. Uzun taytlarınız, çoraplarınız yanınızda oluyor. Kısa şortlarınızı ilk dersten istiyoruz ancak göbeğinizi açmanıza gerek yok. Ben vücuduma güvenmiyorum diyorsunuz, yani güvenmenizi de istemiyoruz. Silah zoruyla soyundurmuyoruz içeride, dansın iç dinamiğinde direğe etinizle tutunmak var, yoksa biz de meraklısı değiliz bacaklarınızın.

Ders içerisinde kimseyi zorlamadığımız gibi, ders dışında da herkesle ilgilenmeye devam ediyoruz. Dersten sonra ilk 3 gün içerisinde hafif ağrılar, moraran yerlerde acılar olması gayet doğal. 3-4 günü geçen ağrılar için işi doktorcivanımlara devrediyoruz. 

Dersler aylık olarak satılıyor. Yani haftada 1 gün geliyorsunuz ve toplam 4 ders. Bunun amacı tamamen ticaridir. Aksini söyleyen varsa da bok yer! Tek deneme dersine gelip anlamazsınız, birkaç ders alın diyenlere “he he” dersiniz. Türkiye’de kalan nadir ticarethane olmayan pole stüdyosu olarak sizi azıcık bilgilendireyim. Bir pole da iki öğrenci olmaz mesela. =)) Sen yorulunca arkadaşın çıkacak zaten denmez. Bunun hijyeni var bilmem nesi var allasen saçmalamayın!



Korktuğunuz bir şey olmasın. Minik bebek adımlarıyla başlıyoruz. Zaten ahşap boyama kursu değil bura, öyle ipini koparan da öğrenmeye gelmesin! İki şınav çektiricez diye animasyonculuk hiç yapmadım! YAPAMAM! 
“ay ben yoruldum, ay tırnağim kırıldı, ay benim canım acıyo..” E hadi abi o zaman, bırak da isteyenler binsin senin pole a. Herkes her şeyi yapmak zorunda değil. KALP!


4 Ocak 2020 Cumartesi

Pole dans nedir? (Geriye sarıyoruz)

Pole dans nedir?
Bilale anlatır gibi anlatıyorum. Her bölümün içeriğini de ayrı ayrı gelecek bloglarda bulabilirsiniz. Sevgiler




Pole dans (pole dance) ; adı üzerinde Pole ile dans etmektir.
Pole (direk) dans sırasında hareketlerimizi yapmamıza destek olan, kullanılan araçtır.

Polelar iki tip, dönen polelar ve döneyen polelar olarak, 40mm-50mm arasında çapa sahip, üzeri kromaj kaplı yahut statik boyalı, içleri boş demirlerdir. Zemin ve tavana sıkışmalı üretilen pole ve kendiliğinden (altındaki ağarlık sayesinde) ayakta duran, tepesi herhangi bir yere sabitlenmemiş olan state polelar pole direkleri olarak da 2 ye ayrılır.
Genelde dönen polelar aynı zamanda sabitlenir bir mekanizma ile dönmez hale de gelir. Ancak her dönmez pole (ahahhaha çok eğleniyorum) döner hale gelmez.




Pole dans sırasında çıplak et tutunmayı kolaylaştırdığı için, kıyafetler plajlarda giydiğimiz veya hani şu içimize giydiğimiz bikini ve türevleri gibi, terletmeyen, pole için üretilmiş alt ve üst parçadan oluşur. Tanga giymek kişiye özeldir, yakışıyorsa da tadından yenmez. Zaten kadın da üzerine yakışanı, canının istediğini giyebilir. Bizi kör etmeyin yeter!

 


Dans ederken, zemin hareketleri olarak adlandırdığımız, (jimnastik, akrobasi ve çağdaş dans temelli) floorwork dediğimiz hareketlerimiz de mevcuttur. Bunları yaparken poledan destek alabileceğimiz gibi, pole u hiç kullanmadan da zemin hareketlerini (floorwork) yapabiliriz.
Bu hareketler esnasında, özellikle Patella ve diz bağları hassasiyetinden dolayı dizlik (pole dancing kene pads), uzun çorap yahut bir sonraki bloglarda paylaşacağım el yapımı dizlikleri kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Zira ileriki dönemlerde dizlerinizde oluşabilecek zedelenmeler ve eklem ağrılarından kaçınmanın yegane yolu (kondisyon haricinde) dizliklerdir.


 

Dizliklerin arka kısımları ya rugan (rugan da kaydırmaz olduğundan pole üzerinde tutunma sağlıyor) ya da açık olarak tasarlanır. Böylelikle dizlerimizi korurken hareket kapasitemiz azalmaz.


Pole ayakkabıları (pole shoes) dansın stiline, yapan kişinin isteğine bağlı olarak, sanıldığının aksine bacak ağarlığı olsun diye asla giymediğimiz, keyfimizden ve görsel olarak cıvıl cıvıl renklerinden (kim sevmez ki topuklu) kullandığımız ayakkabılar.

Yer hareketlerinde ayaklarımızın zemin üzerinde kayabilmesine, ayak üstlerinin (#etacısı) acımasını engellemesi, üzeri rugan ya da şeffaf pvc olanların pole a tutunabilmesi özelliklerinden tercih edilebilir.
Bilal'e anlatır gibi anlattım. Pole stilleri için bir sonraki blogu bekleyebilir yahut sadece bekleyebilirsiniz.

 



2 Ocak 2020 Perşembe

Hadi Hoşgeldim -kalp-



Hayatımdaki her şeyi bahane edecek kadar dolu bir 2 sene geçirdim. 

Pole a dair bir sürü işim vardı ve artık kimse blog okumuyordu. "Tüketim Toplumu vol.2"
Siz ne ara büyüdünüz de, ne ara ne süzgeçten geçirdiniz de iki video ya 10 sn, bir fotoğrafa 15 salise bakar oldunuz? 

Nasıl da sindirmeden, yüzeysel geçer olmuşuz. Herkes bloggerdı şimdi vıloggerlardan yutubırlardan yandı ortalık! -arada ateş edenler var, bknz. Baran'ın kulisi- 

Ben de, maalesef, ne kindle'lara ne de wordlere tutunamadım. Varım yoğum kitap kokusu oldu, defter kalem.. 31 yaşında bile, buram buram kırtasiye özlemi. Ve fark ettim ki yazasım geri gelmiş. İnsan yaratıcılığını hep duygusal alanlarını doludurunca mı yakalar, yoksa duygu peşinde olunca mı? bilemiyorum. Kendimi storylere adadım. heheh çok da seviyorum keratayı. 

Şuraya da 24 saatte gitmeyen bir yazı bırakayım diyorum. Elim alışsın. Yazı da pratikle gelişiyor, biliyorsun? 

Velev ki, her mahalleye yine bir pole stüdyosu açılmaya devam ediyor. Gırla dandik eğitmen, gırla dandik pole üretimi devam. 
Ben yaptım mı? ya VALLAHİ UĞRAŞAMAM! Ne elin "param var seni bile satın alırım!" diyen görgüsüzüyle, ne de "Biz gelince kediyi dışarı mı atıyorsunuz?" diyen ruh hastasıyla .. UĞ RA ŞA MAM! 

Ben kurumsal değilim arkadaş! 3 kuruş cebime girmek diye seni bu stüdyoya almam!
Ben çok sevdiğim işi yaparken, az buçuk bilgim neyse, buyrun bilgim diyen, stüdyosunu ev salonu olarak gören bir insanım. Evet, insan az kaldı memlekette. İki kaale alıp karşınıza koyduğunuz insan diye baktıklarınız, iki güne tepenize sıçıyor. Çok sevdiğim bi laf var, "Geldikleri gibi gidecekler."


Gelip mor çatı niyetine iki tek attığımız, telveden fal baktığımız insanlar, işine gelmeyince bizim hakkımızda hiç kurumsal değiller diyorlar. E evet! Kurumsalım dedim mi? Ben kapitalist sistemi sevmiyorum. 
Zorunda mıyım?
Benim çöplüğüm değil mi? Ben senin emir erin miyim? hadi ben böyleyim. Ben sana karışıyor muyum, neden ruh hastasısın diye? sen de böylesin. Ben seni olduğun gibi sevmişim. 
Konuşma arkadaş, arkamı geçtim, bi zahmet önümden de konuşma! 
Ha konuşacaksan da eğri otur, doğru konuş. 

Valla iki sevap işleyip cennet peşinde koşan mı cennete gider, cennete gitmek için uğraşmayan iki sevap işleyen mi? Herkes kendi işine, özüne, gönlüne baksın. Ben pole yerine kafe açsaydım da böyle açardım, şansa kadınların ve erkeklerin özgürce takılabileceği bir platforma denk geldim. Kasa kasa iş yapamam ben. 


Ülke feminizm sıçıyor sanki. Feminizm sıçılmaz gençler! Kadın erkek eşitliği, hümanist olmayana da yaramıyor. Ben ne 1 erkek hıyar diye, erkek soyuna söverim, ne de karşısındaki kadına bok muamelesi yapan kadına, sırf kendi cinsim diye peşkeş çekerim. Önce insan olun insan! 


 







18 Aralık 2017 Pazartesi

TABULARINI AL VE ...

Blog neydi onu bile unutmuşum..

Yazmaya vakit bulamamak, şaşırtıcı ama şuanda çok keyif verici bir durummuş. Stüdyo ve Rumour PDC ekibi çalışmaları, çocuklar, kediler, ailemiz.. koştur babam koştur.
Şimdi kadına ayırdığım bir blog geliyor.

Küçüklüğümden beri hep dans etmek istedim. Öyle ya da böyle, bedenime saygı duyup onu hissettiğim gibi onurlandırmak istedim. Taa ki 26 yaşımda Pole Dans a başlayıp da, tahminlerimin çok ötesinde onun mucizelerini görene dek!


Geçmişte, ben küçükken, yani 17 sene önce.. (WTF!)
Evin en sevdiğim yeri odamdı. Kapımı kapatıp, kulaklarımı takıp, karanlıkta nefessizlikten ölene dek dans ederdim. (Bu yazıyı okuyan pek çok insan gibi.). Nasıl bi dansçı, ne tür bir dans hiç düşünmemişim. Sadece dans etmek, harekete teslim olmaktı niyetim. İçimdeki enerji sanki ancak öyle bitecekti..

Destekçim annem elinden geleni yapsa da, babamlar asla onaylamadı. Bunu okuyanların %90 nın yaşadığı gibi, dans etmek, özgür olmak, dilediğini yapmak bizim gibi Türk ailelerinde pek de onanmıyor. (Sanırım uzun bir yazı olacak) Bir şekilde dans ettim ama hiç bir zaman ben olamadım.
Kasdav (liseler arası müzik ve dans yarışması) yarışmasında ikinci olduğumuz gece hiç aklımdan çıkmıyor;
Göbeği açık bir üstümüz vardı. Gösteri gününe dek babamdan saklamıştık. Gösteri günü sahneye çıkarken tek düşündüğüm, babamın asılacak suratıydı. Ne sahne ışığı, ne deli gibi hazırlanılmış gösteri! Oysa ki alt tarafı göbekti!
"Açmasan olmuyor mu?!" şuan bu sözleri duyar gibiyim. Aslında ben de kendime soruyorum şuan. Çünkü açmasam oluyor, evet. Dar bir üst de, bel kıvırdığımız bölümü gösterebilir elbet. Göbeği açık bir üst, belimi daha kıvrımlı ve net gösteriyor. Ben kadınım ve kadınlığımla ilgili saklayacak bir şeyim yok. Ve 16 yaşında ergen bir kız hormonlarıyla, göbeği açmak çok da normal geliyor. Üzerinde düşülmemiş, trend, oryantal ezgiye uygun.. Peki açmam neden Türk toplumunu rahatsız ediyor? Babamın tek kaşını neden kaldırıyor?

Şuan bu yazıyı okuyan kızların, kadınların, erkeklerin hala pek çoğu Pole Dans'ı striptiz olarak adlandırıp, bizlerin de bedenlerini satan insanlar olduğumuzu düşüyor olabilirler. Peki. Öyle olsun.
Öyle düşünmeye devam etsinler. Kim takar ki!! Sahnede bedenini kullanarak (show, dans, tiyatro..)iş yapan herkes bedenini satmıyor mu? Gece eğlenme çıktığında dar pantolonuyla gezenler satmıyor mu? instagramda başıörtülü, 1 mn takipçili, dünyanın en güzel makyajlarını yapan kadın
yüzünü satmıyor mu? Plazada toplantı öncesi mimik çalışan, hatta bunun için kursa giden adam bedenini satmıyor mu?

Ben yaşadığım hayatı, sevdiğim hobilerimi, karakterimi çevremde ve etkilediğim alanda özgürlüklerini kısıtlamadığım müddetçe kimseye ispat etmek ya da anlatmak zorunda değilim. Babamın suratı asılsa da, showu izleyen arkamdan kötü sözler söylese de.. Ben üzerinde saatler harcanmış emeğimle orada her zaman onurlu ve mutlu bir şekilde duruyor olacağım!

Neden soyunuyorsunuz? "Çünkü kıyafetle demire tutunamıyoruz."

Neden ayakkabı giyiyorsunuz? "Bacaklarımızı çalıştırıyor, ve uzun gösteriyor, yer hareketlerinde ayaklarımızın kaymasını sağlıyor.. he bir de neydi? point!"

OKAY BYE!
Bırakın artık şu lafları! Pole a tutunmak için tanga giymene gerek yok, bacak çalışacaksan bilek ağırlığı tak! ayakların kaymıyor mu yerde, okay! modern dans patiklerini bi dene!
Bunlar atmasyon değil, elbette etkisi var. Ama bu tip başlıklar,  striptiz denildiğini kabul edip, savunmalarla can çekişmek!

Ben seksi bir dans yapıyorum. Topuklularla kendimi daha seksi ve güçlü hissediyorum! Hayatım boyunca popom dümdüzdü ve şuan 4 senenin emeği olan ve aynada gördükçe kendimi güzel hissettiğim bir popom var ve bu yüzden tanga giyiyorum. Canım isterse tayt giyerim, canım isterse çarşafa girerim. Kimse de bana "niye böyle?" diyemez. Bunu kendime her gün söylüyorum. Benim seçimlerim, benim huzurum ve benim kararım.

4 senedir pole dansın, spor DA olduğunu, dilerseniz seksi olamayan versiyonlarını DA yapabileceğinizi yazıp durdum. Şunu bi netleştirelim mi; Pole üzerinde bikini ile olmak her zaman daha güvenilir ve konforludur. Pole için deri, tutunan taytlar üretilmiştir. İlla bikini altı giymemize gerek de yoktur. Kaldı ki siz ne yaparsanız yapın, balerinlerin mayoları bile eleştirilen yerde kimseye derdinizi anlatamazsınız.

"Erotik shop." diyince ŞŞŞŞ sessiz ol diyen, ama erotik shopta indirim kartı olan tuhaf insanlarla dolu bir ülkedeyiz. Ben kadınım! Kadın olduğumu göstermemek için çabalamıyorum. Mini eteğimle de, bol pantolonumla da, başörtümle de kadınım! ha sana uymuyor mu, tamam. O zaman yapma! ama yapıp kendini, iyi, huzurlu ve güçlü hisseden insanlara da karışma!

Bu saçma tabu yüzünden, bir sürü erkek, aşağılayarak "Hmm ben yan dururum da, ne alaka yani, karı işi o!" derken, neleri kaçırdığının farkında bile değil. Seksilik, kişinin kendi isteğidir. Barfiks barında seksi bir koreografi yaptığımda barfikse striptiz mi diyecekler acaba? hmm, bunu yapmalıyım. Çünkü ben seksi olmak istiyorsam bunun pole ile bir ilgisi yok. İstersem hiç bir ekipman kullanmadan da sahnede seksi olabilirim. Buna da exotic dans deniyor.

Şimdi herkes derin bir nefes alsın! omuzlarındaki yükü, dillerinde ki "Ama.." ile başlayan cümleleri bir salsın evrene. Burası da bana ait bir blog olduğuna göre, dilemezsen takip de etmeyebilirsin! Bunları okurken bir tarafın YES! diyorsa, git ve ne yapmak istiyorsan yap.
Ben 30 yaşımda gözlerim yaşlı, stüdyonun ortasında diz çöküp evrene şükranlarımı sundum. Artık odamın kapısını kapatmak zorunda olmadığım,
Kulaklık yerine bangır bangır hoparlörden müzik çalabildiğim,
Devasa aynalarla, yüksek polelarla döşeli,
Her yanınında 30 senemin deneyimi, ayrıntıları olan stüdyomda olduğum için şükrettim.

Bu da netçe burada dursun ki, benim dansıma, arkadaşıma, öğrencime, aileme, yaşayış biçimime müdahale eden herkes az ötede bir düşünsün.
Hayat, sevgiyle beslenir.
Balansıyla mucizeler yaratır.
Karmasıyla coşturur.
Emeğiyle şenlenir.
Sonra ben o hayata karışır giderim ama hayat benim yerime yine sivri dilli, ayakları yere basmayan, hayalperest, ruh hastaları koyar. Ben benden ibaret olmadığımı, bireyselliğimin sınırlarını, sevginin gücünü bildiğim müddetçe, BİZ hep buralarda olururuz!
BİZİN farkında ve huzurunda olanlara!

#StayOnPole












15 Ağustos 2017 Salı

Blog en güzel tatillerde yazılır





Oh, tatil!
1 senedir tahliksizlikler yaşarken özlemini duyduğum tatile Rumour kızları ile başlayıp, Canım Şafak’la 3 hafta uzatıp, Eşimle bitireceğim.

Blog yazmayalı –her zaman ki- gibi beş yüz yıl oldu. Artık buna alıştınız diye düşünüyorum.
THE MOON POLE & DANCE geliyor. 



Eylül ayında açacağım stüdyo için aşırı heyecanlıyım. –yazar burada zıplıyor!- 

The Moon bir bebek. Daha küçücük. Büyüyüp serpilmesini, tıpkı gün doğumu gibi izleme düşüncesi kalp ben. *Şuan deprem oldu. OK! Alışmaya çalışıyorum hala. 




Yanımda hayallerimi destekleyen güzel insanlar, yol gösterici perilerle yola koyuldum. Nisan sonunda tuttuğum HassanPaşşa’da ki stüdyonun tadilatı bitmek bilmedi. Eee, evet azıcık detaycıyız. Bir şey yapacaksam elimden gelenin en iyisini yapmak isterim. Aslen Rumour PDC (kurduğumuz performans ekibi) için bir mekan ihtiyacıyla başlayan, e madem bi yer tutuyoruz, lets open a f**N STUDIO ya dönüşen bir vaka. Vaka yerinde oldu. Her şey ters gitti, uzadı uzadı.. Kolları sıvadık nisan ayında tuttuk, mayıs ayında düşündük, haziran ayında kaba inşaatı, temmuz ayında tasarım detayları, ağustosta finishing. E haliyle biz de bunun keyfini çıkarmaya başladık. 

Ben bir sene tadilat yapıp, kapatıcam diye düşünürken, ilaç gibi tatil geldi. Asla stüdyo umrumda değil şuan. (YALAN)

Hayatta bir şeyleri zorlamamayı, anlatma çabasına girmemeyi, beni olduğum gibi kabul eden insanlarla, olduğu gibi şükranla akışta kalmayı öğrenmeye çalıştığım bu tatilde sadece DÖNÜŞÜM MUHTEŞEM OLACAK! Diyorum. 

The Moon Pole & Dance size, Eğlen, Öğren, Güçlen, Esne, Hayal età DANS ET sloganlarıyla geliyor.


Pole’un yanında farklı disiplinlerle yürüyeceğimiz bu yolculukta destekçilerim, Şebnem Yüksel, Seda Işca, Argun Sayın eğitmenliğindeki bale, doğaçlama atölyeleri, amut dersleriyle şenleniyor. Latin dansla pole u karıştırdığımız POLATIN, Oryantalin dibi ETNİKPOLE, ayakkabı tanrısı EXOTICA, öze yükselten çağdaş ezgilerle CONTEMPOLE, tangoyu partnersiz de yapabilmek adına PL
OETANGO koreografi dersleriyle size yeni bir soluk getiriyoruz.
Umutlarımız ortak olan Mert Balkar öncülüğünde Kondüsyon/Fitness derslerimiz, Djamel’le jazz workshoplarımız da olacak. Bitti mi? Bitmedi, yanında bir de limon sıkacağı hediye ediyoruz. ))





Bayıldığımız bir ailemiz var. Bizi motive eden, arada kulağımızı çeken, sevgiyle çalışan bir aile.
Rumour PDC ekibi size açık sahnelerimizde, sinema gecelerimizde, hayallerini kurduğunuz koreografilerde hep destek tam destek aşkla stüdyoda sizleri bekliyor olacak.

Hayallerimiz bulutlarda, ayaklarımız toprakların sularına kök salarken bu güzel haberle stüdyomu bekleyenlere haber olsun..

Simlerle ve kalplerle buralardayız..



ve Rumour PDC den tatlı anlar