Güneş heryeri kavururken hafta açılışında bu konuya değinmek istedim.
Hepimiz bu yollardan geçtik ve hala geçiyoruz. Eğitmen bir hareket gösteriyor. Kolay gibi görünüyor gözümüze. Bir deniyoruz ki, aynalara küsmeli durumlar. Korkunç görünüyor gözümüze aynada bakınca.
Neden böyle oluyor peki?
Pole sabır ister! Pole kondisyon ister! Pole aşk ister! Pole süreklilik ister!
Bağınız ne kadar güçlü olursa size daha çok gösterir kendisini. Sizi tepesinde uçurur.
Ne kadar çok pratik o kadar köfte!
Bunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Çünkü altın anahtardır ‘pratik yapmak’. Öğrendiğiniz hareketlerin isimlerini unutsanızda, Kas hafızası size hatırlatır hareketi. Kaslarınız güçlendiğinde hareket size daha kolay gelir. Daha kolay geldiğinde daha güvenli ve düzgün yapmaya başlarsınız. Sonrasında da o çok istediğiniz estetik görünümü yakalarsınız.
Bunun Adı : POLE blogumda daha önce değinmiştim bu konuya. O zaman ben isyanlardaydım “hocanın yaptığı gibi yapamıyorum!!” diye. Düşüne düşüne, yaza çize, pole tepelerinde 5 saat kendimi parçalamalarla vardığım kanı şu olmuştu; “Pole dansta biz size teknik hareketleri, basit combo*ları ve kimden öğreniyorsanız, o hocanın kendine has tekniğini öğreniyoruz/öğretiyoruz. Sabırla geçen 4-5 ay sonrasında siz bu teknikleri harmanlayıp, izlediğiniz videolarla birleştirip, en güzeli ve önemlisi kendi esansınızı katarak kendi tarzınızı bulacaksınız. Ve pole dans anlam kazanacak!”
Neden böyle oluyor peki?
Pole sabır ister! Pole kondisyon ister! Pole aşk ister! Pole süreklilik ister!
Bağınız ne kadar güçlü olursa size daha çok gösterir kendisini. Sizi tepesinde uçurur.
Ne kadar çok pratik o kadar köfte!
Bunu hiç aklınızdan çıkarmayın. Çünkü altın anahtardır ‘pratik yapmak’. Öğrendiğiniz hareketlerin isimlerini unutsanızda, Kas hafızası size hatırlatır hareketi. Kaslarınız güçlendiğinde hareket size daha kolay gelir. Daha kolay geldiğinde daha güvenli ve düzgün yapmaya başlarsınız. Sonrasında da o çok istediğiniz estetik görünümü yakalarsınız.
Bunun Adı : POLE blogumda daha önce değinmiştim bu konuya. O zaman ben isyanlardaydım “hocanın yaptığı gibi yapamıyorum!!” diye. Düşüne düşüne, yaza çize, pole tepelerinde 5 saat kendimi parçalamalarla vardığım kanı şu olmuştu; “Pole dansta biz size teknik hareketleri, basit combo*ları ve kimden öğreniyorsanız, o hocanın kendine has tekniğini öğreniyoruz/öğretiyoruz. Sabırla geçen 4-5 ay sonrasında siz bu teknikleri harmanlayıp, izlediğiniz videolarla birleştirip, en güzeli ve önemlisi kendi esansınızı katarak kendi tarzınızı bulacaksınız. Ve pole dans anlam kazanacak!”
Her eğitmenin bir tarzı olduğunu, hareketleri bağlarkenki karekteristik esansını da katarak size koreografiler hazırladığını unutmamalısınız. Uzun süreler çalışıp, emekle ve sabırla çalışılmış, hazırlanmış koreografiler eğitmenin iyi yaptığı ve kendine has koreografilerdir. (tabi ki sizin level ınıza uygun olarak) Bu hareketleri onun bedeninde bu yüzden bu kadar iyi duruyor. Sizin bedeninizin adapte olması da zaman alacaktır. Bazıları çat diye yapıyor olabilir. Bu onun bedeninin bu tarza yatkın olmasından kaynaklanıyor olabilir. Burada tekrar ‘pratik, pratik, pratik’ demem gerekiyor.
Sabırlı olmalı, pole la vakit geçirmelisiniz.
Pek çok öğrencinin çalışacak yeri yok! Bu pole öğrencilerinin en büyük sorunu. Pek çoğumuz hala bu kursu etraftan gizliyor; “salsa, modern dans, hiphop dersi alıyorum baba” diyoruz. Evlerinize bu sebeple pole takamıyor olabilirsiniz. Evet, sizin için stüdyolarda ki antreman saatleri vazgeçilmez olmalı. Ben kendimden örnek verirsem; Evimde 50 mm lik kalasım (adı Paul) ve stüdyo antreman saatlerinin piresi olarak 6 ay geçirdim. Stüdyo da 4 saat antreman yapıp, evde akşamları 2 saat müzik açıp dans ettim. Ne kadar vakit ayırdığınız, ayırabildiğiniz gelişiminizde çok önemli.
Bazen sadece dans etmelisiniz. Hareketleri kenara bırakıp sadece dönmeli sadece sevmelisiniz pole u. İletişim kurduğunuzda o da size cevap verecektir. Pole un dönüş hızını, bir hareketten geçerken yaşattığı hissi sindirmeye çalışmalısınız. Kendi beden ağırlığınız, itiş gücünüz, aldığınız hıza karşılık rulmanın dönüş süresi.. Hepsi otomatikleşecek ve pole sizin bir türlü tırmanamadığınız düşmanınız olmak yerine sizin dansınıza aracılık yapan bir ekipmanınız haline gelecek.
Sabırlı olmalı, pole la vakit geçirmelisiniz.
Pek çok öğrencinin çalışacak yeri yok! Bu pole öğrencilerinin en büyük sorunu. Pek çoğumuz hala bu kursu etraftan gizliyor; “salsa, modern dans, hiphop dersi alıyorum baba” diyoruz. Evlerinize bu sebeple pole takamıyor olabilirsiniz. Evet, sizin için stüdyolarda ki antreman saatleri vazgeçilmez olmalı. Ben kendimden örnek verirsem; Evimde 50 mm lik kalasım (adı Paul) ve stüdyo antreman saatlerinin piresi olarak 6 ay geçirdim. Stüdyo da 4 saat antreman yapıp, evde akşamları 2 saat müzik açıp dans ettim. Ne kadar vakit ayırdığınız, ayırabildiğiniz gelişiminizde çok önemli.
Bazen sadece dans etmelisiniz. Hareketleri kenara bırakıp sadece dönmeli sadece sevmelisiniz pole u. İletişim kurduğunuzda o da size cevap verecektir. Pole un dönüş hızını, bir hareketten geçerken yaşattığı hissi sindirmeye çalışmalısınız. Kendi beden ağırlığınız, itiş gücünüz, aldığınız hıza karşılık rulmanın dönüş süresi.. Hepsi otomatikleşecek ve pole sizin bir türlü tırmanamadığınız düşmanınız olmak yerine sizin dansınıza aracılık yapan bir ekipmanınız haline gelecek.
“Anladık, anladık! peki bu koreografiler nasıl daha güzel görünecek” diyorsanız buyrun size tavsiye.
Derslerde öğrendiğiniz koreografiler sizin için yapılıyor. O koreografi sizin oluyor. Sizin olan birşeye istediğinizi yapabilirsiniz.
Yani —> yapamadığınız kısımları törpüleyebilir, farklı bir hareketle değiştirebilirsiniz. Kendi yürüme tarzınızla, size daha yatkın bir ahenkle yapabilirsiniz. Bu hocanızı üzmez, aksine ‘vay, öğrencim kendinden birşey katıyor’ diye düşünür. (en azından ben öyle düşünürüm)
Derslerde öğrendiğiniz koreografiler sizin için yapılıyor. O koreografi sizin oluyor. Sizin olan birşeye istediğinizi yapabilirsiniz.
Yani —> yapamadığınız kısımları törpüleyebilir, farklı bir hareketle değiştirebilirsiniz. Kendi yürüme tarzınızla, size daha yatkın bir ahenkle yapabilirsiniz. Bu hocanızı üzmez, aksine ‘vay, öğrencim kendinden birşey katıyor’ diye düşünür. (en azından ben öyle düşünürüm)
Kendinize karşı gaddar olmamalısınız. Bir hareket üzerinize yakışmıyor diye fırlatıp atmamalı, kendinize uygun hale gelene kadar çalışmalısınız. Bazen vücudunuz kapalı olduğu, ya da yeterince güçlü olmadığınızda hareket estetik değerleri açısından size hoş görünmeyebilir. İnatlaşmalı ve eğer vaz geçecekseniz her yolu deneyip vazgeçmelisiniz. Bu denemeler sırasında pek çok farklı yöntem görüp kendi sevdiğinizi, vücudunuza yatkın olanı da bulmuş olursunuz.
Hoca gibi görünmeyi istemekten vaz geçmelisiniz. Kendi tarzınızı yakalamak zaman alacaktır, bu süreçte tabi ki örnek almalı, idoller yaratmalısınız. Ama inatla onun gibi görünmek onun gibi yapmaya çalışmak yerine aynadaki benliğinizle uyuma gitmelisiniz. Eğitmenlerinizin de sizlerin geçtiği yollardan geçtiğini unutmamalısınız. Ben videolarda hayranlık, kıskançlık ve binlerce daha karmaşık duygularla izliyorum pole şampiyonlarını. Bu asla sonu gelmeyecek bir öğrencilik. Mezun olmak yok. O hedefe giderken seçtiğiniz yolda ‘bu işi kendim için yapıyorum, bu benim dansım’ı asla kafanızdan ve dansınızdan çıkartmayın.
Hoca gibi görünmeyi istemekten vaz geçmelisiniz. Kendi tarzınızı yakalamak zaman alacaktır, bu süreçte tabi ki örnek almalı, idoller yaratmalısınız. Ama inatla onun gibi görünmek onun gibi yapmaya çalışmak yerine aynadaki benliğinizle uyuma gitmelisiniz. Eğitmenlerinizin de sizlerin geçtiği yollardan geçtiğini unutmamalısınız. Ben videolarda hayranlık, kıskançlık ve binlerce daha karmaşık duygularla izliyorum pole şampiyonlarını. Bu asla sonu gelmeyecek bir öğrencilik. Mezun olmak yok. O hedefe giderken seçtiğiniz yolda ‘bu işi kendim için yapıyorum, bu benim dansım’ı asla kafanızdan ve dansınızdan çıkartmayın.
Stay on pole!
Rita The Moon