21 Ocak 2020 Salı

İlk gün ve Pole stüdyoları!

Ilk defa derse geliyorum, 
korkuyorum!       Pole stüdyoları nasıl yerler?



Malum Türkiye’de yaşıyoruz, haliyle, ön yargı dediğin şey bizde hali hazırda yanımızda bulunan ilk yaklaşım. Sanmayın ki, sanıyorlar ki, ne sanıyorlarsa.. Buyrun size pole stüdyoları ve ilk dersiniz..



Pole stüdyoları sandığınızdan öte olarak, gayet sıradan dans stüdyoları gibi, ahşap zeminler, aynalar, aydınlatmalar, müzik sistemi e tuvalet vs den oluşan standart dans stüdyolarının Deprem güvenlikli hali. Nasıl mı? E direkler var!


Pek çok öğrencim evindeki direkleri annelerine öyle yutturdu yıllarca. Gülme! Başına gelince sen de uydurursun bu yalanı. Hayır, kutsal kitaplarda bile günah diye geçmeyen şeyi ne ara haram kıldılar bilmiyorum. 

İçinde rulman olan.. Ha , pardon! Sen bunu da bilmiyordun!
Kendi dönüyor!


İçinde rulman olan pole direklerimiz haricinde enteresan hiç bir şey yok! Kaldı ki, zaten iki demir parçası haricinde (benim stüdyomda ledler ve Arthur var) her hangi bir tango yapılan dans stüdyosu gibi bir yer. 




Ben senelerdir arkaya amele gibi THE MOON yazdıramadım ama pek çok stüdyoda, reklam amaçlı, duvarda kabak gibi isimleri yazar. Siz video çekeyim derken, arkada reklam panosu gibi stüdyo ismi görülür. Oradan kim nereye gidiyor anlarsınız.
(çekallık yapın, herkesin gittiği yere gidin) 

En iyi pole stüdyosu, evinize en yakın olandır.
Öyle diyorlar, e insanların ne dediğine de kulak verin. Hoş bana fizandan geliyorlar derse ama onların da bi bildiği var. Mütevaziliğimi seviyorlar herhalde =))



Gelelim ilk derse!


Yahu, adı üzerinde İLK DERS! Ne yaptırıyoruz sanıyorsunuz? Aranızda hayatında spor salonu görmemiş kadınlarla, hoppadalk ters döneceğiz mi sanıyorsunuz? Şakacılar!

İlk ders, sizi bir güzel ısındırıyoruz. Isınma kısmı, eklemlerinizi hareketlendirmek, esnmek, vücudunuzun kondisyonuna bakmak gibi temel gözlemlerimizi yaptığımız bir ilk ders ısındırması. (ikinci ders canınızı çıkaracağız. Bunu lazer gibi düşünün, makine kısık başlıyoruz
Isındıktan sonra, pole direğinin etrafında tutuşları ve yürümeleri gösteriyoruz. Tırmanış teknikleri, bacak arasında pole u sıkıştırma, e hadi bi gazınızı allaım diye minik bir rutin ardından da hafif bir soğutma yapıyoruz.

Özetle test sürüşü. Uzun taytlarınız, çoraplarınız yanınızda oluyor. Kısa şortlarınızı ilk dersten istiyoruz ancak göbeğinizi açmanıza gerek yok. Ben vücuduma güvenmiyorum diyorsunuz, yani güvenmenizi de istemiyoruz. Silah zoruyla soyundurmuyoruz içeride, dansın iç dinamiğinde direğe etinizle tutunmak var, yoksa biz de meraklısı değiliz bacaklarınızın.

Ders içerisinde kimseyi zorlamadığımız gibi, ders dışında da herkesle ilgilenmeye devam ediyoruz. Dersten sonra ilk 3 gün içerisinde hafif ağrılar, moraran yerlerde acılar olması gayet doğal. 3-4 günü geçen ağrılar için işi doktorcivanımlara devrediyoruz. 

Dersler aylık olarak satılıyor. Yani haftada 1 gün geliyorsunuz ve toplam 4 ders. Bunun amacı tamamen ticaridir. Aksini söyleyen varsa da bok yer! Tek deneme dersine gelip anlamazsınız, birkaç ders alın diyenlere “he he” dersiniz. Türkiye’de kalan nadir ticarethane olmayan pole stüdyosu olarak sizi azıcık bilgilendireyim. Bir pole da iki öğrenci olmaz mesela. =)) Sen yorulunca arkadaşın çıkacak zaten denmez. Bunun hijyeni var bilmem nesi var allasen saçmalamayın!



Korktuğunuz bir şey olmasın. Minik bebek adımlarıyla başlıyoruz. Zaten ahşap boyama kursu değil bura, öyle ipini koparan da öğrenmeye gelmesin! İki şınav çektiricez diye animasyonculuk hiç yapmadım! YAPAMAM! 
“ay ben yoruldum, ay tırnağim kırıldı, ay benim canım acıyo..” E hadi abi o zaman, bırak da isteyenler binsin senin pole a. Herkes her şeyi yapmak zorunda değil. KALP!


4 Ocak 2020 Cumartesi

Pole dans nedir? (Geriye sarıyoruz)

Pole dans nedir?
Bilale anlatır gibi anlatıyorum. Her bölümün içeriğini de ayrı ayrı gelecek bloglarda bulabilirsiniz. Sevgiler




Pole dans (pole dance) ; adı üzerinde Pole ile dans etmektir.
Pole (direk) dans sırasında hareketlerimizi yapmamıza destek olan, kullanılan araçtır.

Polelar iki tip, dönen polelar ve döneyen polelar olarak, 40mm-50mm arasında çapa sahip, üzeri kromaj kaplı yahut statik boyalı, içleri boş demirlerdir. Zemin ve tavana sıkışmalı üretilen pole ve kendiliğinden (altındaki ağarlık sayesinde) ayakta duran, tepesi herhangi bir yere sabitlenmemiş olan state polelar pole direkleri olarak da 2 ye ayrılır.
Genelde dönen polelar aynı zamanda sabitlenir bir mekanizma ile dönmez hale de gelir. Ancak her dönmez pole (ahahhaha çok eğleniyorum) döner hale gelmez.




Pole dans sırasında çıplak et tutunmayı kolaylaştırdığı için, kıyafetler plajlarda giydiğimiz veya hani şu içimize giydiğimiz bikini ve türevleri gibi, terletmeyen, pole için üretilmiş alt ve üst parçadan oluşur. Tanga giymek kişiye özeldir, yakışıyorsa da tadından yenmez. Zaten kadın da üzerine yakışanı, canının istediğini giyebilir. Bizi kör etmeyin yeter!

 


Dans ederken, zemin hareketleri olarak adlandırdığımız, (jimnastik, akrobasi ve çağdaş dans temelli) floorwork dediğimiz hareketlerimiz de mevcuttur. Bunları yaparken poledan destek alabileceğimiz gibi, pole u hiç kullanmadan da zemin hareketlerini (floorwork) yapabiliriz.
Bu hareketler esnasında, özellikle Patella ve diz bağları hassasiyetinden dolayı dizlik (pole dancing kene pads), uzun çorap yahut bir sonraki bloglarda paylaşacağım el yapımı dizlikleri kullanmanızı şiddetle tavsiye ederim. Zira ileriki dönemlerde dizlerinizde oluşabilecek zedelenmeler ve eklem ağrılarından kaçınmanın yegane yolu (kondisyon haricinde) dizliklerdir.


 

Dizliklerin arka kısımları ya rugan (rugan da kaydırmaz olduğundan pole üzerinde tutunma sağlıyor) ya da açık olarak tasarlanır. Böylelikle dizlerimizi korurken hareket kapasitemiz azalmaz.


Pole ayakkabıları (pole shoes) dansın stiline, yapan kişinin isteğine bağlı olarak, sanıldığının aksine bacak ağarlığı olsun diye asla giymediğimiz, keyfimizden ve görsel olarak cıvıl cıvıl renklerinden (kim sevmez ki topuklu) kullandığımız ayakkabılar.

Yer hareketlerinde ayaklarımızın zemin üzerinde kayabilmesine, ayak üstlerinin (#etacısı) acımasını engellemesi, üzeri rugan ya da şeffaf pvc olanların pole a tutunabilmesi özelliklerinden tercih edilebilir.
Bilal'e anlatır gibi anlattım. Pole stilleri için bir sonraki blogu bekleyebilir yahut sadece bekleyebilirsiniz.

 



2 Ocak 2020 Perşembe

Hadi Hoşgeldim -kalp-



Hayatımdaki her şeyi bahane edecek kadar dolu bir 2 sene geçirdim. 

Pole a dair bir sürü işim vardı ve artık kimse blog okumuyordu. "Tüketim Toplumu vol.2"
Siz ne ara büyüdünüz de, ne ara ne süzgeçten geçirdiniz de iki video ya 10 sn, bir fotoğrafa 15 salise bakar oldunuz? 

Nasıl da sindirmeden, yüzeysel geçer olmuşuz. Herkes bloggerdı şimdi vıloggerlardan yutubırlardan yandı ortalık! -arada ateş edenler var, bknz. Baran'ın kulisi- 

Ben de, maalesef, ne kindle'lara ne de wordlere tutunamadım. Varım yoğum kitap kokusu oldu, defter kalem.. 31 yaşında bile, buram buram kırtasiye özlemi. Ve fark ettim ki yazasım geri gelmiş. İnsan yaratıcılığını hep duygusal alanlarını doludurunca mı yakalar, yoksa duygu peşinde olunca mı? bilemiyorum. Kendimi storylere adadım. heheh çok da seviyorum keratayı. 

Şuraya da 24 saatte gitmeyen bir yazı bırakayım diyorum. Elim alışsın. Yazı da pratikle gelişiyor, biliyorsun? 

Velev ki, her mahalleye yine bir pole stüdyosu açılmaya devam ediyor. Gırla dandik eğitmen, gırla dandik pole üretimi devam. 
Ben yaptım mı? ya VALLAHİ UĞRAŞAMAM! Ne elin "param var seni bile satın alırım!" diyen görgüsüzüyle, ne de "Biz gelince kediyi dışarı mı atıyorsunuz?" diyen ruh hastasıyla .. UĞ RA ŞA MAM! 

Ben kurumsal değilim arkadaş! 3 kuruş cebime girmek diye seni bu stüdyoya almam!
Ben çok sevdiğim işi yaparken, az buçuk bilgim neyse, buyrun bilgim diyen, stüdyosunu ev salonu olarak gören bir insanım. Evet, insan az kaldı memlekette. İki kaale alıp karşınıza koyduğunuz insan diye baktıklarınız, iki güne tepenize sıçıyor. Çok sevdiğim bi laf var, "Geldikleri gibi gidecekler."


Gelip mor çatı niyetine iki tek attığımız, telveden fal baktığımız insanlar, işine gelmeyince bizim hakkımızda hiç kurumsal değiller diyorlar. E evet! Kurumsalım dedim mi? Ben kapitalist sistemi sevmiyorum. 
Zorunda mıyım?
Benim çöplüğüm değil mi? Ben senin emir erin miyim? hadi ben böyleyim. Ben sana karışıyor muyum, neden ruh hastasısın diye? sen de böylesin. Ben seni olduğun gibi sevmişim. 
Konuşma arkadaş, arkamı geçtim, bi zahmet önümden de konuşma! 
Ha konuşacaksan da eğri otur, doğru konuş. 

Valla iki sevap işleyip cennet peşinde koşan mı cennete gider, cennete gitmek için uğraşmayan iki sevap işleyen mi? Herkes kendi işine, özüne, gönlüne baksın. Ben pole yerine kafe açsaydım da böyle açardım, şansa kadınların ve erkeklerin özgürce takılabileceği bir platforma denk geldim. Kasa kasa iş yapamam ben. 


Ülke feminizm sıçıyor sanki. Feminizm sıçılmaz gençler! Kadın erkek eşitliği, hümanist olmayana da yaramıyor. Ben ne 1 erkek hıyar diye, erkek soyuna söverim, ne de karşısındaki kadına bok muamelesi yapan kadına, sırf kendi cinsim diye peşkeş çekerim. Önce insan olun insan!